Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), obsesyonlar (takıntı) adı verilen tekrarlayıcı, rahatsız edici düşünceler ve bu obsesyonları kontrol etmek veya hafifletmek amacıyla yapılan kompulsiyonlar (zorlantı) adı verilen tekrarlayıcı davranışlarla karakterize edilen bir anksiyete bozukluğu türüdür. OKB, diğer anksiyete bozuklukları, tıbbi durumlar veya diğer psikiyatrik bozukluklarla karışabilir, bu nedenle doğru bir tanı için detaylı bir değerlendirme gereklidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
OKB, genellikle ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde başlar. Genetik faktörler, aile geçmişi ve çevresel stres, OKB’nin risk faktörleri arasında yer alır.
Temel Belirtiler
OKB’ye sahip bireylerde aşağıdaki belirtiler sıkça görülür:
- Obsesyonlar (Takıntılar) : Kişinin zihnine sürekli olarak giren, rahatsız edici düşünceler veya görüntüler.
- Kompulsiyonlar (Zorlantılar) : Obsesyonları hafifletmek veya önlemek için yapılan tekrarlayıcı davranışlar veya zihinsel eylemler.
- Zorlayıcı düşünceler ve davranışlar nedeniyle günlük yaşam işlevselliğinde bozulma.
- Kompulsiyonlardan (zorlantı) geçici bir rahatlama sağlanmasına rağmen obsesyonlar (takıntı) tekrarlar.
DSM-5 Tanı Kriterleri
Obsesif Kompulsif Bozukluk tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- Obsesyonların (takıntı) ve/veya kompulsiyonların (zorlantı) belirgin ve tekrarlayıcı olduğu durumlar.
- Obsesyonlar (takıntı) ve kompulsiyonlar (zorlantı) nedeniyle günlük yaşamı olumsuz etkileme veya işlevselliği bozma.
- Belirtiler, başka bir tıbbi veya psikiyatrik durumun sonucu değilse.
Tedavi ve Yönetim
OKB’nin tedavisinde bilişsel davranış terapisi (CBT) ve ilaç tedavisi kullanılabilir. Antidepresan ilaçlar OKB semptomlarını hafifletmekte yardımcı olabilir. Tanı ve tedavi ile semptomların kontrol altına alınması mümkündür. Tedaviye yanıt genellikle iyidir ve kişinin yaşam kalitesini artırabilir.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Stein, D. J., Costa, D. L. C., Lochner, C. et al. (2003). Obsessive–compulsive disorder. Nature Reviews Disease Primers 5, 52. https://doi.org/10.1038/s41572-019-0102-3
Beden Algısı Bozukluğu, kişinin vücut şekli ve boyutu hakkındaki algısının gerçek dışı ve anormal olduğu bir durumdur. Bu bozukluk, kişinin vücudunu aşırı bir şekilde eleştirmesi ve vücut imajının olumsuz bir şekilde etkilenmesi ile karakterizedir. Beden Algısı Bozukluğu, diğer yeme bozuklukları (örneğin anoreksiya nervoza veya bulimiya nervoza) ile karışabilir, bu nedenle doğru bir tanı için detaylı bir değerlendirme gereklidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Beden Algısı Bozukluğu, özellikle ergenlik döneminde başlar ve genellikle kadınlarda daha sık görülür. Risk faktörleri arasında toplumun ideal vücut imajıyla aşırı meşguliyet, medyanın etkisi ve psikososyal stres yer alabilir.
Temel Belirtiler
Beden Algısı Bozukluğu’na sahip bireylerde aşağıdaki belirtiler sıkça görülür:
- Vücutları hakkında sürekli ve aşırı eleştirel düşünceler
- Vücutlarına yönelik obsesyonlar ve kompulsiyonlar
- Vücutlarındaki değişiklikleri gerçek dışı bir şekilde algılama
- Vücutlarıyla ilgili sürekli endişe ve kaygı
- Sosyal ve işlevsel sorunlar
DSM-5 Tanı Kriterleri
Beden Algısı Bozukluğu tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- Vücut şekli veya boyutu ile ilgili sürekli ve aşırı eleştirel düşünceler ve kaygılar.
- Bu düşünce ve kaygıların vücut imajını olumsuz etkilemesi.
- Vücut algısının gerçek dışı veya anormal olması.
- Bu belirtilerin başka bir zihinsel bozukluğun sonucu olmaması.
Tedavi ve Yönetim
Tedavide bilişsel davranış terapisi (CBT) ve psikoterapi sıkça kullanılır. Tedavi, bireyin vücut imajını iyileştirmesine ve sağlıklı bir şekilde vücuduyla ilişki kurmasına yardımcı olur. Erken tanı ve tedavi ile bireyin vücut algısı ve yaşam kalitesi iyileştirilebilir.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Andri S. Bjornsson, Elizabeth R. Didie & Katharine A. Phillips (2010) Body dysmorphic disorder, Dialogues in Clinical Neuroscience, 12:2, 221-232, DOI: 10.31887/DCNS.2010.12.2/abjornsson
Biriktiricilik Bozukluğu, kişinin kullanışsız veya değersiz nesneleri aşırı bir şekilde biriktirme, bu birikimlerin kontrolünü kaybetme ve bu nesnelerin yerleşim yerini işlevsiz hale getirme durumu olarak tanımlanır. Bu bozukluk, birikimlerin yaşam kalitesini ve işlevselliği olumsuz etkilediği bir anksiyete bozukluğu türüdür. Biriktiricilik Bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk ve diğer anksiyete bozuklukları ile karışabilir, bu nedenle doğru bir tanı için detaylı bir değerlendirme gereklidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Biriktiricilik Bozukluğu, genellikle ergenlik döneminde başlar. Risk faktörleri arasında aile geçmişi, travmatik deneyimler ve obsesif-kompulsif özellikler bulunabilir.
Temel Belirtiler
Biriktiricilik Bozukluğu’na sahip bireylerde aşağıdaki belirtiler sıkça görülür:
- Kullanışsız nesneleri aşırı biriktirme
- Birikimlerin kontrolünü kaybetme
- Birikimlerin evi veya işlevselliği engellemesi
- Sosyal ve işlevsel sorunlar
- Anksiyete ve stres
DSM-5 Tanı Kriterleri
Biriktiricilik Bozukluğu tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- Kullanışsız nesneleri aşırı biriktirme.
- Birikimlerin kontrolünü kaybetme.
- Birikimlerin yaşam alanını işlevsiz hale getirmesi.
- Bu belirtilerin başka bir tıbbi veya psikiyatrik durumun sonucu değilse.
Tedavi ve Yönetim
Biriktiricilik Bozukluğu’nun tedavisinde bilişsel davranış terapisi (CBT) ve psikoterapi sıkça kullanılır. Tedavi, birikimleri azaltmaya ve işlevselliği geri kazandırmaya odaklanır. Erken tanı ve tedavi ile semptomların kontrol altına alınması ve yaşam kalitesinin artırılması mümkündür.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Diagnosis and Assessment of Hoarding Disorder Randy O. Frost, Gail Steketee, and David F. Tolin Annual Review of Clinical Psychology 2012 8:1, 219-242.
Trikotillomani, kişinin kendi saçlarını veya vücut tüylerini istemsiz bir şekilde yolmasını ve koparmasını içeren bir davranışsal bozukluktur. Bu bozukluk, bir tür obsesif-kompulsif spektrum bozukluğu olarak kabul edilir. Trikotillomani, diğer obsesif-kompulsif spektrum bozuklukları ve cilt hastalıkları ile karışabilir, bu nedenle doğru bir tanı için detaylı bir değerlendirme gereklidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Trikotillomani, genellikle ergenlik döneminde başlar ve kadınlarda daha yaygın görülür. Bu bozukluğun risk faktörleri arasında genetik yatkınlık, stres, travma ve obsesif-kompulsif özellikler bulunabilir.
Temel Belirtiler
Trikotillomani’ye sahip bireylerde aşağıdaki belirtiler sıkça görülür:
- Saç veya vücut tüylerini yolma ve koparma
- İstemsiz davranışlar
- Saç veya tüy yolma nedeniyle boşluklar veya kellik oluşması
- Bu davranışın utanç, suçluluk ve stresle ilişkilendirilmesi
- Sosyal ve işlevsel sorunlar
DSM-5 Tanı Kriterleri
Trikotillomani tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- Saç veya vücut tüylerini yolma davranışının tekrarlanması.
- Yolma davranışının kontrol edilememe hissi ile karakterize olması.
- Yolma davranışının sosyal veya işlevsel işlevselliği olumsuz etkilemesi.
- Bu davranışın başka bir tıbbi veya psikiyatrik durumun sonucu olmaması.
Tedavi ve Yönetim
Trikotillomani’nin tedavisinde bilişsel davranış terapisi (CBT), ilaç tedavisi ve destekleyici terapiler kullanılabilir. Tedavi, yolma davranışını kontrol altına almaya ve saç veya tüylerin yeniden büyümesini teşvik etmeye odaklanır. Erken tanı ve tedavi ile semptomların kontrol altına alınması ve yaşam kalitesinin artırılması mümkündür.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Christenson GA, Pyle RL, Mitchell JE. Estimated lifetime prevalence of trichotillomania in college students. The Journal of Clinical Psychiatry. 1991 Oct;52(10):415-417. PMID: 1938977.
Deri Yolma Bozukluğu, kişinin kendi ciltlerini kazıma, sıkma, tırnaklama veya diğer yöntemlerle zarar verme davranışlarını içeren bir kendine zarar verme bozukluğudur. Bu bozukluk, bir tür obsesif-kompulsif spektrum bozukluğu olarak kabul edilir. Deri Yolma Bozukluğu, diğer kendine zarar verme bozuklukları, obsesif-kompulsif bozukluk ve cilt hastalıkları ile karışabilir, bu nedenle doğru bir tanı için detaylı bir değerlendirme gereklidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Deri Yolma Bozukluğu, her yaştan bireyi etkileyebilir, ancak genellikle ergenlik döneminde başlar. Bu bozukluğun risk faktörleri arasında obsesif-kompulsif özellikler, stres ve travmatik deneyimler yer alabilir.
Temel Belirtiler
Deri Yolma Bozukluğu’na sahip bireylerde aşağıdaki belirtiler sıkça görülür:
- Cildi kazıma, sıkma, tırnaklama veya diğer zarar verme davranışları
- İstemsiz davranışlar
- Ciltte yaralanmaların oluşması
- Bu davranışların utanç, suçluluk ve stresle ilişkilendirilmesi
- Sosyal ve işlevsel sorunlar
DSM-5 Tanı Kriterleri
Deri Yolma Bozukluğu tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- Ciltteki zarar verme davranışlarının tekrarlanması.
- Zarar verme davranışlarının kontrol edilememe hissi ile karakterize olması.
- Zarar verme davranışlarının sosyal veya işlevsel işlevselliği olumsuz etkilemesi.
- Bu davranışların başka bir tıbbi veya psikiyatrik durumun sonucu olmaması.
Tedavi ve Yönetim
Deri Yolma Bozukluğu’nun tedavisinde bilişsel davranış terapisi (CBT), ilaç tedavisi ve destekleyici terapiler kullanılabilir. Tedavi, zarar verme davranışlarını kontrol altına almaya ve ciltteki yaralanmaların iyileşmesini teşvik etmeye odaklanır. Erken tanı ve tedavi ile semptomların kontrol altına alınması ve yaşam kalitesinin artırılması mümkündür.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Grant JE, Chamberlain SR, Redden SA, Leppink EW, Odlaug BL, Kim SW. N-Acetylcysteine in the Treatment of Excoriation Disorder: A Randomized Clinical Trial. JAMA Psychiatry. 2016;73(5):490–496. doi:10.1001/jamapsychiatry.2016.0060
Maddenin / İlacın Yol Açtığı Obsesif Kompulsif ve İlişkili Bozukluklar, kişinin madde kullanımı veya ilaç kullanımı ile ilişkilendirilen obsesif-kompulsif ve ilgili belirtiler gösterdiği bir grup psikiyatrik bozukluğu ifade eder. Bu bozukluklar, madde kötüye kullanımı veya ilaç kullanımı sonucu ortaya çıkabilir ve genellikle obsesyonlar, kompulsiyonlar veya benzeri belirtilerle karakterizedir. Bu bozuklukların tanısı, madde kötüye kullanımı veya ilaç kullanımı nedeniyle gelişen diğer psikiyatrik bozukluklardan ayırt edilmelidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Bu bozukluklar, madde veya ilaç kötüye kullanımına bağlı olarak gelişebilir. Risk faktörleri arasında genetik yatkınlık, psikososyal stres ve madde kötüye kullanımı veya ilaç kullanımı öyküsü bulunabilir.
Temel Belirtiler
Maddenin / İlacın Yol Açtığı Obsesif Kompulsif ve İlişkili Bozukluklara sahip bireylerde aşağıdaki belirtiler sıkça görülür:
- Maddelerin veya ilaçların kullanımı ile ilişkilendirilen obsesyonlar
- Maddelerin veya ilaçların kullanımı ile ilişkilendirilen kompulsiyonlar
- İstemsiz davranışlar
- Madde kötüye kullanımı veya ilaç kullanımı nedeniyle sosyal ve işlevsel sorunlar
- Diğer obsesif-kompulsif ve ilişkili belirtiler
DSM-5 Tanı Kriterleri
Maddenin / İlacın Yol Açtığı Obsesif Kompulsif ve İlişkili Bozuklukların tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- Maddelerin veya ilaçların kullanımı ile ilişkilendirilen obsesyonlar veya kompulsiyonlar.
- Bu belirtilerin kontrol edilememe hissi ile karakterize olması.
- Maddelerin kötüye kullanımı veya ilaç kullanımının sosyal veya işlevsel işlevselliği olumsuz etkilemesi.
- Bu belirtilerin başka bir tıbbi veya psikiyatrik durumun sonucu olmaması.
Tedavi ve Yönetim
Tedavide bilişsel davranış terapisi (CBT), ilaç tedavisi ve madde kullanımı tedavisi sıkça kullanılır. Tedavi, kişinin madde veya ilaç kötüye kullanımını kontrol altına almasına ve obsesif-kompulsif belirtileri azaltmasına yardımcı olur. Erken tanı ve tedavi ile semptomların kontrol altına alınması ve yaşam kalitesinin artırılması mümkündür.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Minakshi Doobay, Verinder Sharma & Heidi Eccles (2022) Antiseizure medication-induced obsessive-compulsive disorder and tic disorder: a pragmatic review, Expert Review of Neurotherapeutics, 22:8, 721-731, DOI: 10.1080/14737175.2022.2117614
Başka Tıbbi Bir Duruma Bağlı Obsesif Kompulsif Bozukluk ve İlişkili Bozukluklar, bir tıbbi durumun varlığında ortaya çıkan obsesif-kompulsif ve ilgili belirtileri içeren bir grup psikiyatrik bozukluğu ifade eder. Bu bozukluklar, tıbbi bir neden veya hastalık sonucu ortaya çıkabilir ve genellikle obsesyonlar, kompulsiyonlar veya benzeri belirtilerle karakterizedir. Bu bozuklukların tanısı, temel tıbbi durumun semptomlarından ayırt edilmelidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Bu bozukluklar, başka bir tıbbi durumun varlığında daha yaygın olarak görülür. Risk faktörleri, temel tıbbi durumun türüne ve şiddetine bağlı olarak değişebilir.
Temel Belirtiler
Başka Tıbbi Bir Duruma Bağlı Obsesif Kompulsif Bozukluk ve İlişkili Bozukluklara sahip bireylerde aşağıdaki belirtiler sıkça görülür:
- Obsesyonlar veya kompulsiyonlar
- Temel tıbbi durumun varlığı
- Obsesyonlar veya kompulsiyonlar ile temel tıbbi durum arasında bir ilişkinin olduğunun belirlenmesi
- Bu belirtilerin temel tıbbi durumun sonucu olması
DSM-5 Tanı Kriterleri
Bu tür bozuklukların tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- Obsesyonlar veya kompulsiyonlar.
- Temel tıbbi durumun varlığı.
- Obsesyonlar veya kompulsiyonlar ile temel tıbbi durum arasında bir ilişkinin olduğunun belirlenmesi.
- Bu belirtilerin temel tıbbi durumun sonucu olması.
Tedavi ve Yönetim
Tedavide, temel tıbbi durumun yönetimi ve semptomların azaltılması odaklanır. Obsesif-kompulsif semptomların tedavisinde bilişsel davranış terapisi (CBT) ve ilaç tedavisi de kullanılabilir. Erken tanı ve tedavi, semptomların kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Ancak, temel tıbbi durumun şiddeti ve tedaviye yanıt, prognozu etkileyebilir.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Minakshi Doobay, Verinder Sharma & Heidi Eccles (2022) Antiseizure medication-induced obsessive-compulsive disorder and tic disorder: a pragmatic review, Expert Review of Neurotherapeutics, 22:8, 721-731, DOI: 10.1080/14737175.2022.2117614