Depresyon, duygudurumun ciddi bir şekilde düşük olduğu, ilgi ve zevk kaybının yaşandığı, enerji eksikliği ve işlevselliğin bozulduğu bir duygudurum bozukluğudur. Depresyon, günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyebilir. Depresyon, diğer duygudurum bozuklukları, anksiyete bozuklukları ve tıbbi durumlar gibi diğer faktörlerden ayırt edilmelidir.
- Depresyon
- Bipolar I Bozukluk
- Bipolar II Bozukluk
- Süregiden Depresyon (Distimik Bozukluk)
- Siklotimi Bozukluğu
- Adet Öncesi Disforik Bozukluk
- Yıkıcı Duygudurum Düzensizlik Bozukluğu (DMDD)
- Maddenin/İlacın Yol Açtığı Depresif Bozukluk
- Maddenin/İlacın Yol Açtığı Bipolar ve İlişki Bozuklukları
- Başka Tıbbi Bir Duruma Bağlı Depresif Bozukluk
- Başka Tıbbi Bir Duruma Bağlı Bipolar ve İlişkili Bozukluklar
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Depresyon, her yaş grubunda görülebilir. Genetik yatkınlık, stres, travmatik yaşantılar, kimyasal dengesizlikler ve kronik hastalıklar risk faktörleri arasında yer alabilir.
Temel Belirtiler
Depresyon olan bireylerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Sürekli üzgün veya boş hissetme
- İlgi kaybı ve zevk alamama
- Enerji eksikliği ve yorgunluk
- Uyku düzeninde değişiklikler
- İştah değişiklikleri
- Düşük özsaygı veya suçluluk duyguları
- Dikkat ve konsantrasyon güçlüğü
- Ölüm veya intihar düşünceleri
DSM-5 Tanı Kriterleri
Depresyon tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- En az 2 hafta süreyle sürekli düşük duygudurum (depresyon) ve/veya ilgi ve zevk kaybı.
- Diğer tıbbi veya psikiyatrik nedenlerin dışlanması.
Tedavi ve Yönetim
Depresyon yönetimi, psikoterapi (örneğin bilişsel davranış terapisi), antidepresan ilaçlar, egzersiz, sağlıklı yaşam tarzı ve destekleyici terapileri içerebilir.
Depresyon tedavi edilebilir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile semptomların azalması ve işlevselliğin artırılması mümkün olabilir. Ancak, kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Hammen, Constance. Annual review of clinical psychology, 27 Apr 2005, Vol. 1, Issue 1, pages 293-319.
Bipolar I Bozukluk, mani atakları ile karakterize edilen bir duygudurum bozukluğudur. Bu ataklar, yüksek duygudurum (mani) ve düşük duygudurum (depresyon) arasında dalgalanmaları içerebilir. Bipolar I Bozukluk, bireyin işlevselliğini ve günlük yaşamını önemli ölçüde etkileyebilir. Bipolar I Bozukluk, diğer duygudurum bozuklukları (örneğin bipolar II bozukluk) ve şizofreni gibi diğer psikiyatrik bozukluklardan ayırt edilmelidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Bipolar I Bozukluk, her yaşta ortaya çıkabilir ancak genellikle genç yetişkinlik döneminde başlar. Ailesel geçiş ve genetik faktörler, bu bozukluğun riskini artırabilir.
Temel Belirtiler
Bipolar I Bozukluk olan bireylerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Mani atakları: Yüksek enerji seviyeleri, az ihtiyaç duyulan uyku, hızlı düşünce ve konuşma, artmış özsaygı ve riskli davranışlar.
- Depresyon atakları: Üzüntü, ilgi kaybı, enerji eksikliği, uyku düzeni bozuklukları ve intihar düşünceleri.
- Bipolar I Bozukluk, mani ataklarından dolayı tanımlanır.
DSM-5 Tanı Kriterleri
Bipolar I Bozukluk tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- En az bir mani atak yaşanmış olmalıdır.
- Mani atakları genellikle depresyon atakları ile değişir, ancak depresyon olmadan da olabilir.
Tedavi ve Yönetim
Bipolar I Bozukluk yönetimi, mood stabilizatör ilaçlar (örneğin lityum), antipsikotikler, psikoterapi (örneğin bilişsel davranış terapisi), destekleyici terapiler ve yaşam tarzı değişikliklerini içerebilir. Bipolar I Bozukluk tedavi edilebilir ve semptomların kontrol altına alınması mümkündür. Düzenli tedavi ve destekle, bireyler normal bir yaşam sürdürebilirler. Ancak, tedavi gereklidir ve atakların tekrarlamasını önlemeye yardımcı olabilir.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Vieta, Berk & Schulze, et al. (2018) Bipolar disorders. Nature Reviews Disease Primers 4, 18008. https://doi.org/10.1038/nrdp.2018.8
Bipolar II Bozukluk, tekrarlayan depresyon atakları ve hipomani atakları ile karakterize edilen bir duygudurum bozukluğudur. Hipomani, tam bir mani atak kadar ciddi değildir, ancak duygudurumun yükseldiği ve enerjinin arttığı bir durumdur. Bipolar II Bozukluk, diğer duygudurum bozuklukları (örneğin bipolar I bozukluk) ve unipolar depresyon gibi diğer psikiyatrik bozukluklardan ayırt edilmelidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Bipolar II Bozukluk, genellikle erişkinlik döneminde başlar. Ailesel geçiş ve genetik faktörler, bu bozukluğun riskini artırabilir.
Temel Belirtiler
Bipolar II Bozukluk olan bireylerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Depresyon atakları: Üzüntü, ilgi kaybı, enerji eksikliği, uyku düzeni bozuklukları ve intihar düşünceleri.
- Hipomani atakları: Artan enerji, yükselmiş duygudurum, az ihtiyaç duyulan uyku, hızlı düşünce ve konuşma, artmış özsaygı ve riskli davranışlar.
- Bipolar II Bozukluk, tam mani atakları yerine hipomani atakları ile tanımlanır.
DSM-5 Tanı Kriterleri
Bipolar II Bozukluk tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- En az bir depresyon atakları ve en az bir hipomani atakları yaşanmış olmalıdır.
- Hipomani atakları, tam bir mani atak kadar ciddi değildir.
Tedavi ve Yönetim
Bipolar II Bozukluk yönetimi, mood stabilizatör ilaçlar (örneğin lityum), antipsikotikler, psikoterapi (örneğin bilişsel davranış terapisi), destekleyici terapiler ve yaşam tarzı değişikliklerini içerebilir. Bipolar II Bozukluk tedavi edilebilir ve semptomların kontrol altına alınması mümkündür. Düzenli tedavi ve destekle, bireyler normal bir yaşam sürdürebilirler. Ancak, tedavi gereklidir ve atakların tekrarlamasını önlemeye yardımcı olabilir.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Craddock & Owen, (2005). The beginning of the end for the Kraepelinian dichotomy. The British Journal of Psychiatry, 186, 364-366
Distimik Bozukluk, kronik ve sürekli bir düşük duygudurum durumu ile karakterize edilen bir duygudurum bozukluğudur. Distimi, daha şiddetli bir depresyonun semptomlarına sahip olmayan, ancak uzun süre boyunca devam eden bir durumdur. Distimik Bozukluk, diğer duygudurum bozuklukları (örneğin majör depresif bozukluk) ve anksiyete bozuklukları gibi diğer psikiyatrik durumlar ile ayırt edilmelidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Distimik Bozukluk, yaşam boyu süren bir durum olabilir ve bu bozukluğa sahip olma riski genetik yatkınlık, stresli yaşam olayları ve çocukluk dönemi travmaları gibi faktörlerden etkilenebilir.
Temel Belirtiler
Distimik Bozukluk olan bireylerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Sürekli olarak düşük duygudurum
- İlgi kaybı ve zevk alamama
- Enerji eksikliği
- İştah değişiklikleri
- Uyku düzeni bozuklukları (uykusuzluk veya aşırı uyuma)
- Dikkat ve konsantrasyon güçlüğü
- Özsaygı eksikliği
- İşlevselliğin bozulması
DSM-5 Tanı Kriterleri
Distimik Bozukluk tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- En az 2 yıl sürekli düşük duygudurum ve en az iki belirti bulunmalıdır.
- Belirtiler ağırlıklı olarak depresyondur ve depresif dönemler dışında belirgin manik veya hipomanik dönemler bulunmamalıdır.
Tedavi ve Yönetim
Distimik Bozukluk yönetimi, psikoterapi (örneğin bilişsel davranış terapisi), antidepresan ilaçlar ve destekleyici terapileri içerebilir. Tedavi, semptomları hafifletmeye ve işlevselliği artırmaya odaklanır. Distimik Bozukluk tedavi edilebilir ve semptomların kontrol altına alınması mümkündür. Uygun tedavi ile, bireylerin yaşam kalitesi ve işlevselliği artırılabilir.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Murphy & Bryne, (2012). Prevalence and correlates of the proposed DSM-5 diagnosis of chronic depressive disorder. Journal of Affective Disorders, 139, 172-180
Siklotimi Bozukluğu, kronik ve düşük dereceli manik ve depresif dönemlerin tekrarlayan bir deseni ile karakterize edilen bir duygudurum bozukluğudur. Siklotimi, bipolar bozuklukların daha hafif bir formu olarak kabul edilir. Siklotimi Bozukluğu, bipolar bozukluklardan (örneğin bipolar I ve bipolar II bozukluk) ve majör depresif bozukluktan ayırt edilmelidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Siklotimi Bozukluğu, yaşam boyu devam eden bir durum olabilir ve genetik yatkınlık, stresli yaşam olayları ve çocukluk dönemi travmaları gibi faktörler riski artırabilir.
Temel Belirtiler
Siklotimi Bozukluğu olan bireylerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Sürekli olarak düşük dereceli manik dönemler (hipomani) yaşama eğilimi
- Sürekli olarak düşük dereceli depresif dönemler yaşama eğilimi
- Hipomani dönemlerinde artan enerji, yükselmiş duygudurum, hızlı düşünce ve konuşma, artmış özsaygı ve riskli davranışlar
- Depresif dönemlerde üzüntü, ilgi kaybı, enerji eksikliği, uyku düzeni bozuklukları ve intihar düşünceleri
DSM-5 Tanı Kriterleri
Siklotimi Bozukluğu tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- En az 2 yıl sürekli düşük dereceli manik (hipomani) ve depresif dönemler yaşama eğilimi.
- Hipomani veya depresyon dönemleri daha ciddi bir mani veya depresyon dönemine dönüşmez.
Tedavi ve Yönetim
Siklotimi Bozukluğu yönetimi, psikoterapi (örneğin bilişsel davranış terapisi) ve destekleyici terapileri içerebilir. İlaç tedavisi de gerekebilir, ancak tedaviye yanıt bireyden bireye farklılık gösterebilir. Siklotimi Bozukluğu, düzenli tedavi ve destekle kontrol altına alınabilir. Tedavi ile semptomların hafifletilmesi ve işlevselliğin artırılması mümkün olabilir.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Akiskal HS, Djenderedjian AM, Rosenthal RH, Khani MK. Cyclothymic disorder: validating criteria for inclusion in the bipolar affective group. The American Journal of Psychiatry. 1977 Nov;134(11):1227-1233. DOI: 10.1176/ajp.134.11.1227. PMID: 910973.
Adet Öncesi Disforik Bozukluk, menstrüasyon döneminden önce düşük duygudurum, fiziksel semptomlar ve davranış değişiklikleri ile karakterize edilen bir psikiyatrik durumdur. PMDD, premenstrüel sendromun daha şiddetli bir formu olarak kabul edilir. PMDD, diğer duygudurum bozuklukları ve anksiyete bozuklukları ile karışabileceğinden, doğru bir tanı koymak için detaylı bir değerlendirme gereklidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Adet Öncesi Disforik Bozukluk, doğurganlık çağındaki kadınları etkileyen yaygın bir durumdur. Tam olarak nedeni bilinmese de hormonal değişiklikler, genetik faktörler ve psikososyal etkenler riski artırabilir.
Temel Belirtiler
Adet Öncesi Disforik Bozukluk olan bireylerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Düşük duygudurum (üzüntü, huzursuzluk)
- İrritabilite ve öfke nöbetleri
- Anksiyete ve gerginlik
- Fiziksel semptomlar (şişkinlik, göğüs hassasiyeti, baş ağrısı)
- İştah değişiklikleri
- Uyku düzeni bozuklukları
- Konsantrasyon güçlüğü
- Aşırı yorgunluk
- Sosyal geri çekilme
DSM-5 Tanı Kriterleri
Adet Öncesi Disforik Bozukluk tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- Menstrüasyon döneminden önce en az 5 belirtinin varlığı, dönem sona erdikten sonra semptomların kaybolması ve belirtilerin en az iki adet döngüsünde görülmesi.
- Semptomlar dönem dışında varlığını sürdürmemeli ve başka bir psikiyatrik bozukluğu açıklamamalıdır.
Tedavi ve Yönetim
Adet Öncesi Disforik Bozukluk, yaşam tarzı değişiklikleri, psikoterapi (örneğin bilişsel davranış terapisi) ve ilaç tedavisi (antidepresanlar, hormonal tedaviler) gibi çeşitli yöntemleri içerebilir. PMDD tedavi edilebilir ve semptomların kontrol altına alınması mümkündür. Tedaviye yanıt bireyden bireye farklılık gösterebilir, ancak semptomların hafifletilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması amaçlanır.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Biggs WS, Demuth RH. Premenstrual syndrome and premenstrual dysphoric disorder. Am Fam Physician. 2011 Oct 15;84(8):918-24. PMID: 22010771.
Yıkıcı Duygudurum Düzensizlik Bozukluğu (DMDD), çocuklarda ve ergenlerde yaygın olarak görülen bir duygudurum bozukluğudur. DMDD, ciddi irritabilite (huzursuzluk ve öfke) belirtileri ile karakterize edilir. DMDD, diğer duygudurum bozuklukları (örneğin bipolar bozukluk), dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve anksiyete bozuklukları ile karışabilir, bu nedenle doğru bir tanı için detaylı bir değerlendirme gereklidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
DMDD, özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde görülür. Genetik faktörler ve çevresel stres etkenleri riski artırabilir.
Temel Belirtiler
DMDD olan bireylerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Sürekli ve şiddetli irritabilite (huzursuzluk ve öfke) belirtileri
- Sık patlamalar halinde öfke nöbetleri
- Diğerlerine yönelik saldırganlık veya düşmanlık
- Duygusal dalgalanmalar
- Günlük işlevselliğin bozulması
DSM-5 Tanı Kriterleri
DMDD tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- İrritabilite belirtileri haftada en az üç gün sürmelidir.
- Belirtiler en az bir yıl boyunca devam etmelidir.
- 6 yaşından büyük çocuklarda başlamalıdır.
- Bu belirtiler başka bir duygudurum bozukluğunu açıklamamalıdır.
Tedavi ve Yönetim
DMDD yönetimi, psikoterapi (örneğin bilişsel davranış terapisi), aile terapisi ve bazen ilaç tedavisi (örneğin antidepresanlar) içerebilir. Tedavi, semptomların kontrol altına alınması ve çocuğun işlevselliğini artırmaya yönelik olur. DMDD tedavi edilebilir ve semptomların kontrol altına alınması mümkündür. Erken tanı ve uygun tedavi ile semptomların hafifletilmesi ve çocuğun gelişimini desteklemek amaçlanır.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Raman Baweja, Susan D Mayes, Usman Hameed & James G Waxmonsky (2016) Disruptive mood dysregulation disorder: current insights, Neuropsychiatric Disease and Treatment, 12:, 2115-2124, DOI: 10.2147/NDT.S100312
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Depresif Bozukluk, madde kötüye kullanımı veya ilaç kullanımı sonucu ortaya çıkan depresif belirtilerle karakterize edilen bir durumdur. Bu bozukluk, maddenin (örneğin alkol veya uyuşturucu maddeler) veya ilacın neden olduğu kimyasal etkilere bağlı olarak depresyon semptomlarının ortaya çıkmasını içerir. Maddenin/İlacın Yol Açtığı Depresif Bozukluk, madde bağımlılığı ve diğer duygu durum bozuklukları ile ayırt edilmelidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Depresif Bozukluk, madde kötüye kullanımı veya ilaç kullanımı ile ilişkilidir. Risk faktörleri, bireyin madde kullanım öyküsüne ve genetik yatkınlığına bağlı olarak değişebilir.
Temel Belirtiler
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Depresif Bozukluk olan bireylerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Düşük duygudurum (üzüntü, çaresizlik)
- İlgi kaybı ve zevk alamama
- Enerji eksikliği
- İştah değişiklikleri
- Uyku düzeni bozuklukları (uykusuzluk veya aşırı uyuma)
- Dikkat ve konsantrasyon güçlüğü
- Özsaygı eksikliği
- İşlevselliğin bozulması
DSM-5 Tanı Kriterleri
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Depresif Bozukluk tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- Maddenin veya ilacın kötüye kullanımı veya kullanımı sırasında depresif semptomların ortaya çıkması.
- Maddenin veya ilacın neden olduğu depresyon semptomları, bağımsız bir majör depresif bozukluğun belirtileri ile uyumlu olmalıdır.
Tedavi ve Yönetim
Bu tür depresif belirtilerle başvuran bireyler için tedavi, madde kullanımının bırakılması veya azaltılması, psikoterapi (örneğin bilişsel davranış terapisi) ve ilaç tedavisi gibi çeşitli yöntemleri içerebilir. Maddenin/İlacın Yol Açtığı Depresif Bozukluk tedavi edilebilir ve semptomların kontrol altına alınması mümkündür. Ancak, tedaviye madde kullanımının kontrol altına alınması ile başlanması önemlidir.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Chinet, L., Plancherel, B., Bolognini, M. et al. Substance use and depression. Comparative course in adolescents. Eur Child Adolesc Psychiatry 15, 149–155 (2006). https://doi.org/10.1007/s00787-005-0516-1
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Bipolar ve İlişkili Bozukluklar, madde kötüye kullanımı veya ilaç kullanımının neden olduğu mani, hipomani veya bipolar belirtilerle karakterize edilen bir grup psikiyatrik bozukluğu içerir. Bu bozukluklar, madde kullanımının neden olduğu kimyasal etkilere bağlı olarak bipolar semptomların ortaya çıkmasını içerir. Bu bozukluklar, madde bağımlılığı ve bipolar bozukluklar ile karışabilir, bu nedenle doğru bir tanı için detaylı bir değerlendirme gereklidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Bu bozukluklar, madde kötüye kullanımı veya ilaç kullanımı ile ilişkilidir. Risk faktörleri, bireyin madde kullanım öyküsüne, genetik yatkınlığına ve madde türüne bağlı olarak değişebilir.
Temel Belirtiler
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Bipolar ve İlişkili Bozukluklar olan bireylerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Manik dönemlerde aşırı yükselmiş duygudurum, artmış enerji seviyeleri ve hızlı düşünce
- Depresif dönemlerde düşük duygudurum, ilgi kaybı, enerji eksikliği ve intihar düşünceleri
- Hipomani dönemlerde hafif mani semptomları
- Madde kullanımı sırasında semptomların artması
DSM-5 Tanı Kriterleri
Maddenin/İlacın Yol Açtığı Bipolar ve İlişkili Bozukluklar tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- Madde kötüye kullanımı veya ilaç kullanımı sırasında mani, hipomani veya bipolar belirtilerin ortaya çıkması.
- Bu belirtiler bağımsız bir bipolar bozukluğun belirtileri ile uyumlu olmalıdır.
Tedavi ve Yönetim
Bu tür bozuklukların tedavisi, madde kullanımının bırakılması veya azaltılması, psikoterapi (örneğin bilişsel davranış terapisi) ve ilaç tedavisi (örneğin stabilizatörler) gibi çeşitli yöntemleri içerebilir.Tedavi edilebilir ve semptomların kontrol altına alınması mümkündür. Ancak, tedaviye madde kullanımının kontrol altına alınması ile başlanması önemlidir.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Cerullo, M.A., Strakowski, S.M. The prevalence and significance of substance use disorders in bipolar type I and II disorder. Subst Abuse Treat Prev Policy 2, 29 (2007). https://doi.org/10.1186/1747-597X-2-29
Başka Tıbbi Bir Duruma Bağlı Depresif Bozukluk, bir tıbbi durumun (örneğin kronik bir hastalık, hormonal dengesizlikler veya nörolojik bozukluklar) neden olduğu depresif semptomlarla karakterize edilen bir psikiyatrik bozukluktur. Bu durum, tıbbi bir nedenin duygu durum değişikliklerine yol açtığı durumları içerir. Başka Tıbbi Bir Duruma Bağlı Depresif Bozukluk, diğer duygu durum bozuklukları ve tıbbi durumlarla karışabilir, bu nedenle doğru bir tanı için detaylı bir değerlendirme gereklidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Bu tür depresif bozuklukların yaygınlığı, temelde altta yatan tıbbi durumun türüne ve şiddetine bağlıdır. Risk faktörleri, kişinin tıbbi geçmişi, genetik yatkınlığı ve çevresel etkenleri içerebilir.
Temel Belirtiler
Başka Tıbbi Bir Duruma Bağlı Depresif Bozukluk olan bireylerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Düşük duygudurum (üzüntü, çaresizlik)
- İlgi kaybı ve zevk alamama
- Enerji eksikliği
- İştah değişiklikleri
- Uyku düzeni bozuklukları (uykusuzluk veya aşırı uyuma)
- Dikkat ve konsantrasyon güçlüğü
- Özsaygı eksikliği
- Fiziksel semptomlar (ağrı, halsizlik)
DSM-5 Tanı Kriterleri
Başka Tıbbi Bir Duruma Bağlı Depresif Bozukluk tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- Duygu durum belirtileri, bir tıbbi durumun doğrudan sonucu olarak ortaya çıkmalıdır.
- Bu belirtiler, bağımsız bir majör depresif bozukluğun belirtileri ile uyumlu olmalıdır.
Tedavi ve Yönetim
Bu tür depresif bozuklukların tedavisi, öncelikle altta yatan tıbbi durumun tedavisini içerir. Ayrıca psikoterapi (örneğin bilişsel davranış terapisi) ve ilaç tedavisi (antidepresanlar) de kullanılabilir. Tedavi edilebilir ve semptomların kontrol altına alınması mümkündür. Ancak, altta yatan tıbbi durumun türüne bağlı olarak prognoz değişebilir.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Rakitzi, S. (2023). Depressive Episode Due to Another Medical Condition. In: Clinical Psychology and Cognitive Behavioral Psychotherapy. Springer, Cham. https://doi.org/10.1007/978-3-031-27837-2_16
Başka Tıbbi Bir Duruma Bağlı Bipolar ve İlişkili Bozukluklar, bir tıbbi durumun (örneğin nörolojik hastalıklar, hormonal değişiklikler veya tiroid bozuklukları) neden olduğu bipolar semptomlarla karakterize edilen bir grup psikiyatrik bozukluğu içerir. Bu bozukluklar, tıbbi bir nedenin duygudurum değişikliklerine yol açtığı durumları içerir. Bu bozukluklar, diğer tıbbi durumlar ve bipolar bozukluklar ile karışabilir, bu nedenle doğru bir tanı için detaylı bir değerlendirme gereklidir.
Yaygınlık ve Risk Faktörleri
Bu tür bipolar bozuklukların yaygınlığı, temelde altta yatan tıbbi durumun türüne ve şiddetine bağlıdır. Risk faktörleri, kişinin tıbbi geçmişi, genetik yatkınlığı ve çevresel etkenleri içerebilir.
Temel Belirtiler
Başka Tıbbi Bir Duruma Bağlı Bipolar ve İlişkili Bozukluklar olan bireylerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Manik dönemlerde aşırı yükselmiş duygudurum, artmış enerji seviyeleri ve hızlı düşünce
- Depresif dönemlerde düşük duygudurum, ilgi kaybı, enerji eksikliği ve intihar düşünceleri
- Hipomani dönemlerde hafif mani semptomları
- Tıbbi durumun belirti ve semptomları ile ilişkili bipolar semptomların ortaya çıkması
DSM-5 Tanı Kriterleri
Başka Tıbbi Bir Duruma Bağlı Bipolar ve İlişkili Bozukluklar tanısı koymak için DSM-5 tarafından belirlenen temel kriterler şunlardır:
- Duygudurum belirtileri, bir tıbbi durumun doğrudan sonucu olarak ortaya çıkmalıdır.
- Bu belirtiler, bağımsız bir bipolar bozukluğun belirtileri ile uyumlu olmalıdır.
Tedavi ve Yönetim
Bu tür bipolar bozuklukların tedavisi, öncelikle altta yatan tıbbi durumun tedavisini içerir. Ayrıca psikoterapi (örneğin bilişsel davranış terapisi) ve ilaç tedavisi (örneğin stabilizatörler) de kullanılabilir. Tedavi edilebilir ve semptomların kontrol altına alınması mümkündür. Ancak, altta yatan tıbbi durumun türüne bağlı olarak prognoz değişebilir.
Kaynaklar
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Young AH, Grunze H. Physical health of patients with bipolar disorder. Acta Psychiatr Scand Suppl 2013; 442: 3–10.